"Günümüzde hemen her alanda, her
uzmanlık dalında bir ”tamlayan” olarak
karşımıza çıkan trend kelimesi, gelip geçici heveslerin ifadesinden uzgörü
tahminlerine kadar, her bir farklı durumu betimlemek için kullanılan, geniş
frekanslı algı alanına sahip, ağırlıklı olarak bilimsel ve teknolojik tabana
bağlı/bağımlı bir kavramdır; yükselen ve alçalan her türlü (sanatsal, ekonomik,
politik, sosyolojik...) eğrisel hareketin "göstereni" olarak
kullanılır." Kavramın bu ön açılımı ile birlikte, bizi
zaman boyutunda bu yazının içeriğine taşıyacak küçük bir detayı da hatırlamakta
fayda var: "Trend kavramı (bir
“tamlayan/gösteren” olarak) iki, beş ve
on yıl içinde toplumun büyük bir çoğunluğu tarafından kabullenilerek
uygulanan/yapılan her tür davranışları, hareketleri, durumları tanımlamakta
kullanılır."
Trendlerin
yaşam döngüsü, bilimsel ve teknolojik tabana bağlı/bağımlı olmak özellikleri
ile günümüzde iki, beş ve asla on yılı geçemiyor fakat gelişimin çok yavaş
olduğu dönemlerde yüzyıllarca sürenleri bile vardı. Kötü olan, yanlış
varsayımlarla mutlak doğru olarak toplumlara kabul ettirilen bazı trendlerin sebep
oldukları zararların çok sonraları anlaşılmış olmasıdır ama, iyi ve hoş olan bazı
trendler de özellikle bizim gibi duygusal ağırlıklı yaşayan toplumlarda kalıcı
olmuşlar, geleneklere dönüşmüşlerdir.
Reçel -herkesçe bilindiği gibi- meyvelerin, sebzelerin ve çeşitli çiçekler
ile yapraklarının farklı şekillerde şekerle kaynatılmasıyla yapılan bir tür
tatlıdır. Sebzeler ile yapılan reçeller günümüzde unutulmaya yüz tutmuş olsa da
her biri coğrafyasının yöresel tadlarını taşıyan reçeller, geleneksel kahvaltıların
vazgeçilmezleri olarak sofralarımızı hala süslüyorlar.
Bir trend
olarak hayatımıza giren ve gelenekselleşen reçelin temel maddesi şeker,
binlerce yıl öncesinde, Hindistan ve Çin'de biliniyor, şeker kamışının
kaynatılması ile elde ediliyordu. Zaman içinde Persliler tarafından da tanınan şeker,
Arapların 7.yüzyılda Pers krallığını ele geçirmesiyle birlikte Kuzey Afrika ve
İspanya üzerinden Avrupa'ya da yayıldı. 18.yüzyıla kadar sadece şeker
kamışından üretilebilen şeker, kahve ve çay gibi lüks bir üründü ve hatta bir
hediye konusuydu. Çünkü bitki, sadece tropikal ve/veya yarı tropikal iklimlerde
yetiştirilebiliyor ve Avrupa'ya da Amerika'dan getirtiliyordu. 1796-1800
yılları arasında Almanya'da yapılan AR-GE çalışmaları sonucunda şeker
pancarından şeker üretilebildi fakat Fransa'da kurulan ilk fabrikada günde 1000
kg pancar işlenebiliyor ve sadece 50 kg. şeker elde edilebiliyordu.
Trend
kavramının en temel ilkelerinden biri "toplumun
büyük bir çoğunluğu tarafından kabullenilerek uygulanan/yapılan her tür
davranışları" kapsamak zorunluluğudur. Günümüzde "trend"
kavramını aşarak gelenekselleşmiş olan reçelin tarihsel serüveni, toplum
tarafından ulaşılmasının adeta imkansız olduğu devirlerde, Osmanlı Saraylarının
mutfaklarında başlar. Gelenekselleşmesinin ve inanılmaz zenginlikte çeşitler
ile tadlara ulaşabilmesinin yegane sırrı, saray hekimleri ile mutfaklarındaki
aşçıların bitmez tükenmez araştırmalarında gizlidir. Şeker o derece nadir
bulunur ve pahalı bir ürünmüş ki, saray aşçılarının bile tatlılara dörtte bir
oranında bal ilave ettikleri rivayet edilir. Bu artık öyle bir hazinedir ki
halk, ekonomik anlamda seri üretimi yapılabilen şekeri satın alabilecek güce
ulaştığında, o şekeri nasıl tüketebileceği konusunda adeta ansiklopedik
bilgiler içeren bir "reçel ve şekerleme tarifleri" kılavuzuna da
sahip olmuştur. Dilden dile,kulaktan kulağa, nesilden nesile aktarılan bu
birikimlerle her kadın evinde reçel yapabilecek doğal bir yetenekle öylesine
özdeşleştirilmiş ki beceremeyenler adeta toplumdan dışlanır bile olmuşlar.
Global veya yerel, hiçbir "trend" bu güce sahip değildir.
Günümüzde
sağlığa neredeyse zararlı diye baktığımız şeker, reçel formunda, Osmanlı’da da şifa veren bir gıda olarak
görülmüş. Hatta reçel Osmanlı’ya ilk geldiğinde önce eczacıların kontrolünde
imiş. Reçelhaneler o dönemde bir nevi eczane gibi çalışmış, reçeli ilaç olarak üretmişler. Bütün doğu toplumlarında olduğu
gibi, Osmanlı’da da meyvenin, çiçeğin, sebzenin faydaları tespit edilerek
kullanılırmış. Bronşite ve nefes darlığına faydalı, mide yanmalarını
engelleyen, karaciğer rahatsızlıklarını iyileştiren ve daha birçok şifalı
reçeller hep eczacılar tarafından yapılmış. Osmanlı-Türk mutfağının en temel,
en geleneksel ürünlerinden biri, reçeller ilaç olarak kullanılmış.
Geleneksel
olan, gelip geçici değildir; gelenekler trendler
gibi dönemsel ve ölümlü değildirler. Gelenekler bilimsel ve teknolojik
gelişmeleri kullanabilirler hatta doğumları bile bu alanlardan kaynaklanmış
olabilir fakat organik olmayan hiçbir alana bağlı ve bağımlı değildirler; insanlarla,
ait oldukları toplumlarla bütünleşir, birlikte yaşar ve gelişirler. Bu öylesine
bir yaşam tarzıdır ki, istisnasız bütün bireyler üzerinde yarattıkları yaptırım güçleri ile,
trendlerin çok çok ötesine geçerler.
trendsSoul Danışmanlık
Özlem Devrim
Endüstriyel Tasarımcı - Tasarım ve Trend Danışmanı
Applied Futurist
0532 404 7717