6 Şubat 2015 Cuma

KİŞİSELLEŞME TRENDİ ve GELECEĞİN DEKORASYON ŞİFRELERİ

3D printing,  geleneksel üretim yöntemleri ile imalatı zor ve hatta imkansız (üç boyutlu) nesneleri imal etme süreçlerini ifade eden genel bir kavram olarak hayatımıza girdi. Sanayide değil fakat bireysel alanda kavram, günümüzün en güçlü trendlerinden biri ile, kişiselleşme trendi  ile tam olarak örtüşüyor. Tüketicinin kendisini üreticiye dönüştürebildiği, kendi tasarımlarını hayata geçirebildiği ve böylelikle kendisini “çok özel hissedebildiği bir alan açtı 3D printing. Öyle ki milyarlarca kişinin arasında kendini daha özel, daha farklı hatta biricik hissetme ihtiyacına yani kişiselleşme trendine bundan daha fazla hiçbir şey  cevap veremezdi.  

Tasarım ve bilgisayar kullanımı ile ilişkisi olan hemen her insan, yakın geçmişine gittiğinde ayağı yere basmayan düşünceler, imalatı imkansız formlar ya da  uçuk fikirler diye tanımlanacağı endişesi ile pek çok en azından bir- fikrini, konseptini, düşüncesini... beyninin arkasındaki çöplüğe gömdüğünü hatırlayacaktır mutlaka.

3D baskı makinalarının evlere girmeye başlaması ile, kavramsal yaklaşımların çizildiği  ve bilgisayarların hafızasında unutulmaya bırakıldığı günler artık geride kaldı. Bundan böyle hayal gücüne hiç kimse sınır koyamayacak, kavramsal olan her tasarım nesnel hayata geçebilecek. Çünkü, üç boyutlu baskı  (3D printer) makinalarının teknolojiye inanılmaz bir katkısı daha oldu: artık klasik olarak adlandırabileceğimiz  bilgisayar yardımlı tasarım ve imalat (CAD & CAM) sistemlerinde üretilmesi imkansız olan her şey, ama her şey üretilebilir hale geldi.  Bütün insanların doğuştan tasarımcı olduğu gerçeğinden geleceğe baktığımızda, inanılmaz bir zenginlik, inanılmaz bir çeşitlilik ile yolumuza devam edeceğiz.

3D printing sisteminde asıl süreç ürünün tasarlanmasında yatıyor, sonrasında makine zaten sizin için ürünü istediğiniz (belirli ön koşullar dahilinde) malzemeden, istediğiniz renk ve dokuda kısa sürede üretebiliyor. Zaman kavramını dışladığımızda, imalat sürecinin artık basit bir işleme dönüştüğünü yani planlama aşamasından kalktığını söyleyebiliriz.

İmal etme işinin, klasik sistemlere göre başka getirileri de var: istediğiniz sayıda üretim, sıfır atık, kesin maliyet hesabı, tek seferde hatasız üretim yeterliği sayesinde kesin zamanlama ve herşeyden önemlisi, işçilik maliyetinin neredeyse sıfıra yaklaşması. Bütün bunları yanyana düşündüğümüzde, geleceğin (istisnasız bütün sektörlerin) pazarlarında çok bol ve üstelik çok ucuz çeşitlilikler içinde seçim yapmak külfetine(!) düşeceğimiz için şimdiden üzülenler de olabilir. 

Fakat bunun da ötesi var: 3D teknolojisinde kullanılmakta olan (pasif) ham maddelerin bir adım ötesine geçmek ve “kendi kendini montajlayan” aktif hammaddeler yaratmak için hummalı araştırmalar yapılıyor. Üç boyutlu makinalarda bu aktif hammaddeler  kullanıldığında, 4D (dördüncü boyut) teknolojisine geçmiş olacağız. Bu araştırmalar, University of Colorado, Singapore University gibi pek çok üniversitede birkaç yıldır yapılıyor. Massachusetts Institute of Technology (MIT) üç boyutlu hardware ve software konusunda dünya liderleri olan Autodesk ve Stratasys ile ortak araştırmalar yapmakta ve labratuar düzeyinde üretilmiş pek çok nesneleri var.

3d printing teknolojisi ile üretilen nesneler, sektör ayrımı olmaksızın, teknik ve estetik boyutları ile tüm yaşam alanlarımızda hatta insan bedeni içinde medikal parçalar olarak yer almaya başladılar. Son yıllarda evlerimizin, ofislerimizin dekorasyonunda birer tercih objesi olarak karşımıza çıkmaya başladıklarını da görüyoruz artık. Kimi zaman üstüne kendinizi bırakma hissi yaratan bir koltuk, kimi zaman farklı konstrüksüyonuyla bir sandalye, kimi zaman da dekorasyon aksesuarları gibi objeler olarak pazarlarda çeşitlilik yaratmaya başladılar. Kişiselleşme trendi, istisnasız bütün insanların içindeki tasarım yeteneğini ortaya çıkarmak yolunda dev adımlar atıyor ve asla duracağa da benzemiyor. Gelecek 30-50 yıl içinde, hiçbir şekilde mekanik anlamda bilgisayar kullanmaksızın, sadece beynimizdeki düşüncelerimizle komut vereceğimiz üretim araçları (klasik bilgisayar değil) ve malzemeler ile  kendi özel dünyamızı kendi özel tasarımlarımız ile donatacağımız günlere doğru gidiyoruz. Her trend bitebilir fakat kişiselleşme trendi asla bitmeyecek.


Özlem Devrim
Trend Uzmanı & Endüstriyel Tasarımcı