DRİNKTECHMARKET DERGİSİ TREND RÖPORTAJI
1) Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
M.Ü. Endüstri Ürünleri Tasarımı mezunuyum.
Aynı okulda “Trendlerin ve Dönemsel Eğilimlerin Ürünlerin Strüktürel Yapılarına
Etkilerinin Kullanıcı Elektroniği Sektöründe İncelenmesi” konulu tezim ile
yüksek lisans yaptım.
17 yıldır endüstriyel tasarımcı olarak
çalışıyorum. Çeşitli üniversitelerin Endüstriyel Tasarım Bölümlerinde yarı
zamanlı öğretim üyesi olarak çeşitli dersler verdim. İçinde Ambalaj Sektörünün
de bulunduğu birçok yarışma ile projede danışma kurulu ve jüri üyelikleri
yaptım/yapıyorum. Halen çalışmakta olduğum firmada “sanayi-üniversite
işbirliği” projelerinde proje yürütücüsü olarak görev yapıyorum. Profesyonel iş
hayatımın yanı sıra dergilere trend uzmanı olarak makaleler yazıyorum.
2) Önümüzdeki dönemde ambalaj sektöründe hangi trendler öne
çıkacak?
Global ve
yerel trendlere bağlı olarak hızla gelişen/değişen ambalaj tasarımlarında geleneksellik,
kişiselleşme, sağlıklı yaşam, eko yaşam, sürdürülebilirlik, sınırlı üretim,
yeni satın alma, yalınlık-dinginlik-spiritüalizm, augmented reality
(arttırılmış gerçeklik), dijitalleşme ve benzer trendler önümüzdeki yıllarda da
sektöre yön vermeye devam edecek.
Ancak günümüzde,
ambalajın salt görsel/estetik bir unsur olmasının ötesinde, faydacı bir eylemi
barındırmasının da beklendiği bir aşamadan geçiyoruz. Ambalajların sadece
içeriği kavraması değil fakat “içeriği
doğrulama” öğesi olarak da tüketicide bir güven algısı yaratması isteniyor.
Yukarıda saydığım trendlere uygunluğunu, tüketicide güven algısı yaratabilecek
değerlerle birleştirebilmiş olmak ya da olmamak, bir ambalajın başarısını
değerlendirmek için en önemli kriter olarak kabul ediliyor.
3) Sağlıklı yaşam ve sürdürülebilirlik trendlerinin ambalaj
sektörüne yansıması hakkında neler söyleyeceksiniz?
Yukarıda
saydığım sağlıklı yaşam ve sürdürülebilirlik trendleri, bir pazarlama mottosu
olmanın dışına çıkmalı ve sadece insanlık değil bütün bir canlılar alemi olarak
geri dönüşü olmayan, toptan bir yok oluşa giden yolda olduğumuzun idrakine
varmalıyız. Bu artık bir sır değil; falcılık hiç değil, bilimsel olarak
ispatlanmış bir süreç. Bu konuda ambalaj sektörüne de ciddi görevler düşüyor. Ambalajların
salt ürünü pazarlaması değil, sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşamı desteklemesi
için tüketiciyi bilinçlendirmesi, radikal mesajlar içermesi de bekleniyor.
Raflarda rekabet edebilecek kadar herhangi bir/birkaç trende uygun, içeriğinin doğruluğu
ve güvenirliği konusunda tüketicide olumlu yargılar da uyandırabilen bir
ambalaj, pazarlama anlamında elbette mükemmeldir, en önemli kriteri aşmıştır
fakat yeterli değildir bence. Ambalaj, tüketiciye sağlıklı yaşam ve
sürdürülebilirlik konusunda bir sorumluluğu olduğunu da hatırlatmalıdır. Bunu
hatırlatan bir ambalajın, üreticisi hakkında hiçbir şüpheye yer bırakmayacağı
da kesindir. Kendisine sorumluluğunu hatırlatan bir üreticinin kendi üzerine
düşeni yaptığına güvenmek, tüketici için doğal bir tepkidir ve ürünü tercih
etmesi son derece kolay olacaktır.
4) Ambalaj sektörünün dünü, bugünü ve geleceği hakkında
görüşlerinizi alabilir miyiz?
Ambalaj
sektörü, değişen ve gelişen bir tüketici profili karşısında dünden bugüne en
fazla farklılaşan, rakipleri arasında ön planda olma amacı ve gayretinin en
yoğun yaşandığı sektörlerden biri. Ürünlere deneysel yaklaşan genç nüfusun
algılarında yer edinebilmek için sınırsız sayıda marka ve ambalajları arasında,
adeta tüketiciyle flört eden bir ilişki söz konusu. Ambalajın, tüketiciyi cezbetmesi
ve bir arzu nesnesi olarak kendini ve içeriğini kabul ettirmesi gerekiyor.
Geçmişte
sayılı markaların yarıştığı kulvarlarda bugün sayısız marka tüketiciye adeta
bir sarhoşluk yaşatıyor. Fakat günümüzde iş sadece ambalajla bitmiyor çünkü
genç nüfus için ambalajın cazibesi herşey değil, genç nüfus herşeye deneysel
yaklaşıyor, ambalaj deneyiminin tamamlanabilmesi, içerdiği ürünlerde de bu
büyünün devam etmesi için ambalaj ile ürün arasında tutarlı bir tavır
gerekiyor. İçerilen ürün yaşanan tecrübenin tamamlanması için gerekli son adım,
olmazsa olmaz bir şart. Bu durumu kavrayan ve ambalaj (kabuk) ile içeriğin uyumu
halinde yakalanacak büyük şansın
farkında olan bazı firmalar, fiyatlarına hiç bakılmaksızın, özellikle gençlerin
evlerine, tercihlerinin en üst sıralarından girmekteler…. Çünkü gençler,
aldatılmayı asla hoş görmüyorlar.
5 Dünya ile karşılaştırıldığında Türkiye'nin ambalaj
tasarımında geldiği nokta hakkında bilgi alabilir miyiz?
Daha önce
de birçok ortamda yazılı ve sözlü olarak ifade ettiğim bir durum üzerinde
duracağım. Ambalaj ülkemizde henüz özgün bir duruş kazanamamıştır. Ne yazık ki
birçok sektörde, neredeyse bir ürün gerçekleştirme tarzı haline gelmiş olan
‘piyasada tutmuş olanı taklit etme’ anlayışı ambalaj sektöründe de baskın
olarak hissedilmektedir. Trend araştırmaları ışığında ilerlemesi ve
sonuçlanması gereken tüm süreçler, tam tersine, doğru sanılanı tekrarlama
kısıtları içinde hapis kalmış, naif fakat kendine zarar verecek kadar da
bilinçsizce sahiplenilmiştir.
6) Türkiye'nin küresel alanda daha rekabetçi olması için
sektörün üzerine düşen görevler nelerdir?
Yapıcı
fakat eleştirel olmaya çalıştığımın altını çizerek ancak tavsiyede
bulunabilirim ki; sektörün
"farkındalık, inovasyon, tasarım, özgünlük, yaratıcılık, trendler..."
gibi kelimelerin, kavramların kullanıldığı
süslü fakat teorik cümlelerden kurtulması, yaşamın tam içine girerek işlevsel
ve ayakları yerde olmaya ihtiyacı
var. Başarılı bir gölge, kaliteli bir
kopya, öncü sanılan bir takipçi... olmak
ancak özgünlük derdi olmayan, ufku dar üreticilerin imreneceği bir mertebe olabilir.
Burada şunu söylemek istiyorum: ambalaj da diğer bir çok ürün grubu gibi
ülkemizde henüz trend araştırmaları sonucu ortaya çıkmamaktadır. Öncü olmanın
yolu, trend araştırmaları kadar tüketici analizleri yapmayı da gerekli kılar.
Hiçbir ambalaj patronun, tasarımcının veya ortaklaşa her ikisinin, sadece kişisel zevk ve beğenilerinin bir çıktısı olmamalıdır.
Somut verilerle elde edilmiş pozitif değerlerin üzerinde yükselen, her zaman
geliştirilmeye açık kavramsal bir görünüşe ve hatta markasına özgü bir kişiliğe
sahip olan ambalajlar üretebilmek, içeriğin belli, değişmez formülasyonlarının
çok çok ötelerinde bir canlılığı, hareketliliği, farkındalığı gerektirir.
7) Genç tasarımcılara ve endüstriyel tasarım okuyan
öğrencilere tavsiyeleriniz nelerdir?
Gençlerin
en büyük eksiği araştırma yöntemleri gibi görünüyor. Çevrelerinden duyduklarından,
dijital ortamdaki anlık veri girişlerinden o denli eminler ki kaynağını
araştırmak, gerçek bilgi olup olmadığını doğrulamak ihtiyacını bile çoğunlukla duymuyorlar. Saf
değiller fakat her zaman çok aceleleri var, yarış içindeler. Bilginin google
ile sınırlı olduğunu düşünen gençlerimiz çoğunlukta. Bu aslında doğru fakat
google’da araştırma yapmayı da ciddiye almıyor, ilk 3 – 5 sıradan sonrasına
bakmıyorlar. Oysa ki ilk sıralarda her zaman popüler ve çoğu copy-paste olan
veriler vardır; birinci dereceden kaynak, bazen onuncu sayfada bile yer
bulamıyor. Akademik tez yazmak bir yana, proje araştırmalarında kullandıkları
yazılı veya görsel veriler bile çoğunlukla şüpheli kaynaklara dayanıyor. Panik
içinde yaşıyorlar fakat haksız da sayılmazlar. Seçtikleri hedefe azim ve
sabırla, hiç acele etmeden, panik yapmadan fakat planlı bir şekilde sağlam
adımlarla yürümelerini tavsiye etmekten başka bir şey gelmiyor elimden.
8)
Sektör temsilcilerimize ambalajlama çalışmalarına yönelik önerileriniz nelerdir?
Tasarımcılar ile çalışanlarının avantajları nelerdir?
Tasarımcılarla çalışmak çok önemli ve gerekli
ve hatta olmazsa olmaz ama asla yeterli değildir. Sektördeki oyunculara dinamik ve esnek
ekiplere sahip olmalarını öneriyorum. Kemikleşmiş ve hiyerarşik görev
tanımlarını unutup yerine esneyebilen iş ekipleri ile donanmalılar. Bu bağlamda
ekiplerin esnek dokusunu oluşturabilecek, trend uzmanı gibi kilit kişilere
ihtiyaç vardır. Trend uzmanları ekip içinde ne kişilerin ne de ürünlerin
kemikleşmesine izin vermezler; ekibin esnek dokusunu oluşturur ve yaşatırlar. Trend
uzmanları, ekibin her bir elemanının her bir iş konusunda fikir yürütebilmesi
bağlamında yatay iş ortamını oluşturmakla başlayıp, ekibin dünyayı kollayan
gözü kulağı olurlar. Beğenmek, beğenmemek gibi egosal bir durumun sonuca
vereceği zararı bilirler ve buna izin vermezler. Mühendis ile tasarımcı veya
mühendis ile ustabaşı arasında oluşabilecek sürtüşmelere engel olurlar. Amaçları
ekibi yöneterek ortaya yaşayan ve üreyen,
asla kemikleşmeyecek ve üstelik bütün çalışanların ortaklaşa
sahiplendikleri ürünler çıkartmaktır.
Özlem
Devrim
Trend
Uzmanı – Endüstriyel Tasarımcı
www.ozlemdevrim.com